İnşaat, gayrimenkul, sağlık/kamu-özel-iş birliği, enerji ve petrokimya olmak üzere 5 iş kolunda ana müteahhit ve yatırımcı olarak faaliyetlerini sürdüren Rönesans Holding, dünyanın en büyük 24’üncü, Avrupa’nın ise 8’inci büyük müteahhitlik şirketi. Geçtiğimiz yıl ENR listesinde 4 basamak yükselen grup, son yıllarda kendine yeni bir yön belirledi. Bu kapsamda mühendislik-tedarik-inşaat-finansman (EPC-F) modeliyle ağırlıklı Avrupa’da büyüyen grup, geçtiğimiz yılı yüzde 20’lik büyümeyle gelen 4,1 milyar Euro ciroyla kapattı.
Rönesans’ın gelirlerinde yurt dışının payı yüzde 70’e, Avrupa’nın payı da yüzde 40’a yaklaşmış durumda. “Avrupa’da altyapı eskidiği için yeniden yapılması gerekiyor. Biz de bu projeleri hayata geçiriyoruz” diyen Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp, 2022’de de bugüne kadarki en büyük Avrupa cirosunu elde ettiklerini söylüyor. Orta vadede de Avrupa’da büyüme planına sadık kalmayı planladıklarını açıklıyor. Grup önümüzdeki dönemde yüzde 70’lik yurt dışı gelirini korumayı hedeflerken yurt içinde de büyümekte kararlı. Ilıcak Kayaalp, “Bugüne kadar Türkiye’de yerli ve yabancı ortaklarımızla 7 milyar Euro’luk yatırım projesi hayata geçirdik. 2027 itibarıyla bu tutarın 10 milyar Euro’yu aşmasını bekliyoruz. 2023 yılında yüzde 25 büyüyerek 5 milyar Euro ciroya ulaşmayı hedefliyoruz” diyor. Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp ile grubun son dönem büyüme performansını ve gelecek hedeflerini konuştuk:
-2022’de Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi listesinde 4 basamak yükselerek 24’üncü sıraya çıktınız. Bu büyüme nereden geldi?
Sektörde 30 yıllık tecrübeye sahibiz. İlk ENR listesine girmeyi başardığımız tarihse 2006. Müteahhitlik gibi çok büyük tecrübe ve network gerektiren bir sektörde, 13 yılda bu küresel eşiği aştık. Ondan sonra da yönümüz hep yukarı gitti. 2022 itibarıyla bu listede dünyada 24’üncü, Avrupa’da 8’inci sıradayız. Burada Türk müteahhitleri arasında da lider konumdayız. Bu sürece baktığımızda Rönesans’ı başarılı kılan belli başlı kriterler var. İlk etapta Erman Bey’in vizyonu çok önemli. İş yapma kültürümüzle de fark yaratıyoruz. Yenilikçilik, rekabetçilik ve dayanıklılık, bu kültürün vazgeçilmez unsurları. Böyle olduğu zaman ne küresel çalkantılardan ne bölgesel sorunlardan ne de finansman sıkıntılarından etkileniyorsunuz. Ya da en azından bunların etkilerini sınırlı şekilde yaşıyorsunuz. Diğer yandan bizim için çok önemli konulardan biri de rakamların ötesine odaklanmak. Bu ve benzeri listelerde, ciro büyüklüğünüz, uluslararası gelirleriniz çok önemli. Mesela ENR’da sıralama yurt dışından sağlanan cirolar üzerinden yapılıyor. Bizim de ciromuzun yaklaşık yüzde 70’ini yurt dışı operasyonlarımız oluşturuyor. Ama bizim temel farklarımızdan biri bu rakamların ötesindeki dünyayı çok iyi analiz etmek.
-Bununla ne kastediyorsunuz?
Bugüne kadar dünyada müteahhitlik literatürüne geçmiş yapılar inşa ettik. Yaptığımız projelerle daha çağdaş, daha sürdürülebilir bir hayata katkıda bulunuyoruz. Tüm alanlarda edindiğimiz tecrübeyi, özellikle son yıllarda iş ortaklarımızla geliştirdiğimiz mühendislik-tedarik-inşaat-finansman (EPC-F) modeliyle uçtan uca bir çözüme dönüştürdük. Böylece yurt dışındaki yeni pazarlarda altyapı ve sosyal donatı projelerine odaklanarak faaliyetlerimizi büyütüyoruz. En önemli yetkinliğimizse uluslararası finansman yaratma kabiliyetimizi inşaat tecrübemizle birleştirip yeni pazarlarda, yeni iş kollarında başarı elde etmemiz. Bizim için en önemli kavram, iş birlikleri ve iş ortaklıkları... EBRD ve IFC’den Meridiam’a her biri kendi alanında dünyanın ve kendi ülkelerinin lider pozisyonunda olan paydaşlarımızla çalışıyoruz. 30 ülkede doğrudan faaliyet gösteriyoruz. 64 farklı milletten 30 binden fazla çalışanımız var. 2022 yılını yüzde 20 büyümeyle 4,1 milyar Euro ciroyla tamamladık. Aktif büyüklüğümüz ise 7 milyar Euro oldu.
Finansmana ulaşmak küresel anlamda da sorun. Siz bu sorunu nasıl aşıyorsunuz? Finansman sağlamak için kritik birtakım unsurlar var. Bunların başında finansalları iyi yönetmek, likit olmak ve sürdürülebilir kâr yaratmak geliyor. Bu konularda çok iyiyiz. Çok kısa zaman önce EBRD’den “En Başarılı Finansman” ödülü aldık. Burada en önemli kavram iş birlikleriyle değer yaratmak. İnşaat faaliyetleri marifetiyle yaratılan serbest sermaye, stratejik ve finansal paydaşlar tarafından sağlanan fonlarla gayrimenkul, kamu-özel iş birliği, enerji ve petrokimya gibi alanlardaki yatırım projelerinin finansmanını mümkün kılıyor. Bu yatırımlar, ilgili iş birimleri için inşaat geliri yaratmanın yanı sıra holdingin sermayesi üzerinden de önemli bir getiri elde etmesine imkan tanıyor. Tabii tüm bunların yanında hem finansman hem yeni projeler yaratabilmek için teknik kabiliyet, bulunulan coğrafyayı iyi bilmek, ekip kurabilmek ve esnek olabilmek de bizi rekabette öne çıkarıyor.
-Rusya’da faaliyete başlayan ve uzun yıllar Rusya odaklı faaliyet gösteren bir grupsunuz. Bugün ağırlıklı hangi pazarlarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Son yıllarda daha çok Avrupa’ya döndük. Bugün Türkiye ve Hollanda başta olmak üzere Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika’da faaliyet gösteriyoruz. Portföyün geneline bakarsanız ağırlıklı pazarımız Avrupa. 2014 yılında Alman Heitkamp’ı, 2016 yılında ise 145 yıllık geçmişiyle Hollanda’nın en büyük 10 inşaat şirketinden biri olan Ballast Nedam’ı bünyemize kattık. Böylece Hollanda, Almanya, İsviçre ve İngiltere’deki faaliyetlerimizi önemli oranda artırdık. Toplam gelirlerimizde Avrupa’nın payı yüzde 40’lara yaklaşmış durumda.
-Avrupa inşaat ve taahhüt sektörü açısından daha doygun bir pazar olarak algılanır. Avrupa’da bu anlamda nasıl bir potansiyel ve hareket var? Özellikle hangi alanlarda ne tür projeler yürütüyorsunuz?
Avrupa’da altyapı eskidiği için yeniden yapılması gerekiyor. Biz de bu projeleri hayata geçiriyoruz. Bugüne kadar bu anlamda pek çok dev proje yaptık. Örneğin dünyanın en uzun ve en derin demiryolu tüneli Gotthard Base, Rönesans Holding tarafından inşa edildi. Bu tünel bugün Zürih ve Milano’yu birbirine bağlayarak seyahat sürelerini önemli ölçüde kısaltıyor ve dünyanın sıfır karbon yolculuğuna katkı sunmamızı sağlıyor. Dolayısıyla sadece eskidiği için değil yeni ihtiyaçlara yanıt vermesi için de Avrupa’da altyapıda önemli bir hareket var. Dünya hem iklim krizi hem teknolojiyle hızla dönüşüyor. İnşasını bizim yaptığımız A9 Gaasperdammerweg Hollanda’nın en uzun kara tüneli olmakla birlikte aynı zamanda ülkede Ulusal Tünel Standartları’na uygun olarak inşa edilen ilk tünel olma özelliğini taşıyor. The Nature House Avrupa’da yeni bir sürdürülebilir bina standardını hayata geçirdiğimiz projemiz. Bu projenin yüzde 95’inden fazlası biyobazlı materyalle hayata geçirildi. Yine Hollanda’da yaptığımız Jonas konutları, tasarımdan uygulamaya sürdürülebilir seçimler sayesinde proje, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik alanında üç yüksek kalite sertifikası kazandı. Almanya’nın açık deniz rüzgar santrallerinde de yine bizim imzamız var.
-Şu an devam eden projelerinizin büyüklüğü nedir?Bu projeler nerelerde?
30 ülkede devam eden müteahhitlik işlerimizden elde etmeyi beklediğimiz gelir 5 milyar Euro’nun üzerinde. Bu projelerimiz arasında Avrupa, Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Türkmenistan gibi bölge ve ülkelerde yer alan projeler başı çekiyor.
-2023 yılı hedefleriniz neler? Büyüme nereden gelir?
2023’ün bizim için birçok alanda uzun zamandır verdiğimiz emeklerin meyvelerini toplamaya başlayacağımız bir yıl olmasını umuyoruz. Oldukça uzun uğraşlar sonucu hem ortaklık yapısını hem finansman paketini yeniden yapılandırıp 2022 yılında inşaatına tekrar başladığımız Gaziantep Şehir Hastanesi’nin tamamlanıp devreye alınmasını hedefliyoruz. Geliştirme aşamasının sonuna geldiğimiz Ceyhan polipropilen üretim tesisi yatırımının proje finansman sürecini nihayetlendirmek de yine 2023 hedeflerimiz arasında. Son olarak EPC-F modeliyle inşaatına başladığımız Mersin-Adana-Gaziantep demiryolu projesinde de hızlanıp ilerlemek istiyoruz. 2023’te Türkiye projeleriyle ülkemizden elde edeceğimiz gelir büyüyecek. 2014’ten beri Avrupa ciromuz sürekli olarak büyüyor. 2022’de de bugüne kadarki en büyük Avrupa cirosunu elde ettik. Orta vadede de Avrupa’da büyüme planına sadık kalmayı planlıyoruz. Hem organik hem inorganik büyüme gündemimizde olmaya devam edecek.
-Bu yıl yüzde kaç büyürsünüz?
Holding olarak bu yıl yüzde 25 büyümeyle 5 milyar Euro ciroya ulaşacağımızı öngörüyoruz.
-Cironun yine yüzde 70’i yurt dışından mı gelir? Burada hedefiniz nedir?
Yurt dışı gelirlerinin ciroya katkısı yine yüzde 70 olmaya devam eder. Biz gelirlerimizin büyük kısmını yurt dışından elde ederken yatırımlarımızı da Türkiye’de gerçekleştiren bir grubuz. Bugüne kadar Türkiye’de yerli ve yabancı ortaklarımızla yaklaşık 7 milyar Euroluk yatırım projesini hayata geçirdik. 2027 itibarıyla bu tutarın 10 milyar Euro’yu aşmasını bekliyoruz. Bu yatırımlarla toplam 2 milyar Euro tutarında doğrudan yabancı yatırımı da ülkemize kazandırdık. Ülkemize yatırım yapma konusundaki iştahımız devam edecek. Ortaklarımızla birlikte Türkiye’de bugün itibarıyla 12 AVM ve 4 ofisten oluşan yaklaşık 750 bin metrekare büyüklüğünde bir gayrimenkul portföyünü, 6 hidroelektrik santralden oluşan, toplam 165 MW kurulu güce sahip bir enerji portföyünü ve yaklaşık 9 bin yatak kapasitesine sahip 7 şehir hastanesinden oluşan bir sağlık portföyünü yönetiyoruz.
-Sağlıkta yaptığınız şehir hastaneleri sizin büyümenizde nasıl bir role sahip?
Şu anda hangi projeleri yürütüyorsunuz? 2010’lu yılların ikinci yarısında ivme kazanan şehir hastaneleri projeleriyle portföyümüz bugünkü büyüklüğüne ve çeşitliliğine ulaştı diyebiliriz. Burada da global iş birlikleri bizim için çok önemli. Adana, Yozgat, Elazığ, Bursa ve Gaziantep şehir hastanelerimizde, kamu altyapı projelerinde uzmanlaşmış, uzun vadeli görüşe sahip global bir yatırım ve varlık yönetimi şirketi olan Fransa merkezli Meridiam ile birlikteyiz. Dünya literatürüne geçmiş projelerimizden biri olan Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’ni Japon ortağımız Sojitz ile birlikte hayata geçirdik. Gaziantep projesini devralırken de Meridiam’ın yanı sıra Samsung CT ile de bir ortaklık anlaşmamız oldu. Buradaki projelerimizde de bizim başarımızın bir diğer önemli unsuru finansmandaki gücümüz. Geçtiğimiz yıl aralık ayında EBRD, sağlık altyapı yatırımlarında kullanmak üzere Rönesans Sağlık Yatırım’a 75 milyon Euroluk uzun vadeli finansman sağladı. 5 yıllık uzun vadeli bu finansmanla “EMEA Finans Proje Ödülleri 2022” kapsamında “En Başarılı Uzun Vadeli Finansman” ödülünün sahibi olduk. Hollandalı Invest International Capital de bu yıl nisan ayında Gaziantep Şehir Hastanesi projesi kapsamında, iştirakimiz GZT Healthcare Investment B.V.’ye 45 milyon Euro kredi sağladı. Gaziantep Şehir Hastanesi tamamlandığında iş ortaklarımızla birlikte sağlık alanında toplam 4,5 milyar Euro yatırımı hayata geçirmiş olacağız. PPP (kamu özel sektör iş birlikleri) projelerinde özellikle de sağlık alanında edindiğimiz bu tecrübeyi yurt dışına taşımayı sürdüreceğiz.
-Enerjide hem inşaat tarafında hem yatırım ayağında yer alıyorsunuz. Burada neler yapıyorsunuz? Hedefiniz nedir?
Türkiye’nin enerji, petrokimya ve altyapı alanındaki ihtiyaçları ve büyüme potansiyeli nedeniyle ilgimizi bu alanlara yönelttik. Adana’da Cezayir’in ulusal doğal gaz ve petrol şirketi Sonatrach ortaklığıyla geliştirdiğimiz ve yaklaşık 1,8 milyar dolar yatırım büyüklüğüne sahip polipropilen üretim tesisi inşa edeceğiz. Yine Adana’da yaklaşık 1 milyar dolar yatırım büyüklüğüyle hayata geçirmeyi planladığımız konteyner limanı projemiz var. Mevcut yeşil enerjide kurulu gücümüz 165 MW. Yeni yatırımlarla 3 yılda 450 MW’a, 5 yılda 1.000 MW’a ulaşmayı öngörüyoruz. Bu kapsamda önümüzdeki 3 yılda 400 milyon dolar yeşil enerji yatırımı yapacağız. Yeni yatırımlarımızın tamamı mevcut portföyümüzde olduğu gibi yeşil enerji yani rüzgar ve güneş kaynaklı olacak. Ülkemizin net sıfır emisyona ulaşmasına ve yeşil dönüşümüne biz de Rönesans olarak katkı sağlayacağız.
-Tıpkı Almanya ve Hollanda’da yaptığınız gibi yeni şirket satın alımları da olur mu?
Bu konuda sürekli fırsat arayışındayız. Satın almalar ve ortaklıklarla büyümeye, Türkiye’de ve Avrupa’da devam edeceğiz.
-Önümüzdeki döneme ilişkin gördüğünüz en önemli riskler neler? Siz bu riskleri nasıl aşacaksınız?
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada gerçekten finansal anlamda büyük sıkıntılar var. Dünya ekonomisi üzerinde büyük bir sis var ve bu sis çok yakın zamanda da dağılacağa benzemiyor. Herkes farklı şekillerde değerlendiriyor ama tüm bunların ortak noktası aslında şu: Belirsizlik artık hayatımızın bir parçası. Adımlarınızı da buna göre atmanız gerekiyor. Kısa vadeli düşüncenin bu dünya düzeninde zaten yeri yok. Kısa vadede artık çok daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Çok daha çabuk karar almamız gerebiliyor. Ama bunları panik yapmadan ele almalıyız. Benim için bugünün yeni normali bu. Bu gibi kriz durumlarında hem küresel hem birden fazla sektörde faaliyet gösteren bir şirket olmanın avantajlarından faydalanıyoruz. Güçlü ve sağlam finansal pozisyon ve alanlarında önemli ve muteber yabancı ortaklarımızın olması yerli ve yabancı finansman kuruluşlarına erişimimizi kolaylaştırıyor ve fark yaratıyor. Yabancı ortaklarımız bizimle aynı hayallerin, hedeflerin peşinde koşmaktan da son derece mutlu.
-Gelecek birkaç yılda grubunuzu nereye taşımak istiyorsunuz?
Sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümeye devam edeceğiz. Büyürken de yönümüz Batı olacak. Ama Batı’ya kayıp Türkiye’den de kopmuyoruz. Tek bir ülkeye ya da bölgeye odaklanmıyoruz. Dünyanın farklı coğrafyalarında, yapılamayanı yapmak, mühendislik gücümüzü göstereceğimiz büyüklük ve zorlukta işlerle öne çıkmak bizi her zaman daha fazla heyecanlandırıyor. Biz küresel anlamda sevilen bir partneriz. EBRD ve IFC gibi finansör ve ortaklarla çalışıyoruz, onlarla hareket ediyoruz. Önümüzdeki dönemde böyle olmaya devam edecek.
“AĞABEYİMİ ÖRNEK ALIYORUM”
Ağabeyim Erman Ilıcak’ın şirketin kurucusu ve başkanı olarak önemli bir vizyonu var. Rekabetçi, adaptasyon kabiliyeti yüksek. Ben de kendisini bu konularda çok takdir ediyorum ve hep örnek alıyorum. Onunla çalışmayı bir şans olarak görüyorum. Onu tanıyan herkes de aynı görüşte. Çalışırken sürekli öğreniyor ve gelişiyorsunuz. Yeniliğe ve rekabete ayak uydurma becerisi de şirketimizin genlerine geçmiş durumda. Onun bu yaklaşımı nedeniyle oldukça rekabetçi bir şirketiz. Hep daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. O yüzden Erman Ilıcak’ın örnek alınacak bir lider olduğunu düşünüyorum.
“EMPATİ KABİLİYETİM YÜKSEK”
“ÇOK YÖNLÜ BAKABİLİYORUM”
Ben de sosyal faydaya önem veren bir liderim. Elbette kadın olmanın avantajlarını da yaşıyorum. Hem bir kadın hem anne olarak empati kabiliyetim yüksek. Konulara çok yönlü bakabiliyor, iş hayatında bunu avantaja çeviriyorum. Rönesans Holding’de ve şirketlerimizde kadın istihdamı da bizim için kritik konulardan biri. Sektör ortalamasının üzerinde kadın çalışanımız var. Özellikle kız öğrenciler bizim için önemli. “Bir Adım Var” isimli bir vakıf kurdum. Burada bilim, spor, sanat ve teknolojide başarıları olan üniversite öğrencisi kız öğrencilere hem burs hem farklı eğitimler veriyoruz.
RÖNESANS’IN PLANLARI
2022’yi yüzde 20 büyümeyle 4,1 milyar Euro ciroyla tamamladık.
Bu yıl yüzde 25 büyümeyle 5 milyar Euro ciroya ulaşacağız.
Ciromuzun yaklaşık yüzde 70’ini yurt dışı operasyonlarımız oluşturuyor.
Önümüzdeki 3 yılda 400 milyon dolar yeşil enerji yatırımı yapacağız.
Satın almalar ve ortaklıklarla büyümeye, Türkiye’de ve Avrupa’da devam edeceğiz.
Son yıllarda daha çok Avrupa’ya döndük.
Gelirlerde Avrupa’nın payı yüzde 40’lara yaklaştı.
30 ülkede müteahhitlikten elde etmeyi beklediğimiz gelir 5 milyar Euro’nun üzerinde.
Portföyde Avrupa, Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Türkmenistan’daki projeler başı çekiyor.
Orta vadede de Avrupa’da büyüme planına sadık kalmayı planlıyoruz.
Bugüne kadar Türkiye’de 7 milyar Euroluk yatırım projesini hayata geçirdik.
2027 itibarıyla bu tutarın 10 milyar Euro’yu aşmasını bekliyoruz.
“SOSYAL ETKİYE ODAKLANIYORUZ”
ÖNCELİK VERİLENLER
Sosyal etki yaratan bir grup olmaya odaklanırken eğitim, gençler, çocuklar ve kadınlara öncelik veriyoruz. Rönesans Eğitim Vakfı (REV) ile sosyal sorumluluk çalışmalarımızı tek çatı altında topluyoruz. Bugüne kadar 11 bin öğrenciye karşılıksız burs verdik. Pusula programıyla üniversitelerin ilgili bölümlerinden lisans eğitimini yeni tamamlamış olan gençlerin, mesleki yeterlilik ve yetkinliklerini geliştirmelerini amaçlıyoruz. 2016’dan bugüne binden fazla genç, bu programla iş başı yaptı.
“2 BİN GÖNÜLLÜYLE SAHADAYDIK”
Depremden etkilenen 11 ilin 10’unda 200’den fazla bina inşa ettik. Bunların hepsi de gayet iyi durumda hiçbirinde bir hasarla karşılaşmadık. Maraş’taki AVM’miz neredeyse fayın üzerinde olmasına rağmen depremde hasar görmedi. Adana şehir hastanemiz yine depremde güvenli bölgelerden biri oldu. Deprem felaketinin ilk gününden itibaren hem holding hem 2 bin kişilik gönüllü Rönesans ekibiyle sahadaydık ve sahada olmaya devam ediyoruz.
10 BİN KİŞİLİK KONTEYNER KENT
Depremzedelerimizin kalıcı konutları tamamlanana kadar her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için Malatya’da 1.500, Adıyaman’da ise 500 olmak üzere toplam 2 bin adetlik konteyner kent kurulumlarını tamamladık. Tüm bu konteynerlerde yaklaşık 10 bin kişi yaşayacak; bu nedenle burayı geçici bir barınma merkezi olarak planlamadık. Sosyal donatılarla beraber kreşlerin, kadın yaşam merkezlerinin, çocuk alanlarının olduğu kalıcı bir yaşam alanı olarak tasarladık.
“FIRSAT ARAYIŞIMIZ DEVAM EDİYOR”
“GÜNDEMDE AVRUPA VAR” Gündemimizde yine başta Avrupa var. Avrupa’daki şirketimiz Ballast Nedam, bu yıl en yüksek cirosuna ulaştı. Ballast Nedam’la birlikte Avrupa’da farklı projelere odaklanmayı sürdüreceğiz.
KAZAKİSTAN’DAKİ ODAK Kazakistan’da ise daha öncesinde gayrimenkul ve üstyapı projelerinde önemli başarılara imza attık. Şimdi Kazakistan’da sosyal donatı alanında yeni projelere hazırlanıyoruz. Küresel bir şirket olarak dünyanın dört bir yanında fırsat arayışımız da devam ediyor.
Haber: Capital