RÖNESANS HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI İPEK ILICAK KAYAALP: "Sadece bir çatı değil yuva kurduk."
Rönesans Holding, sosyal mimarisiyle de örnek olan konteyner alanı Malatya Yaşam Kenti’nde UNICEF ile çocuklara ve gençlere umut olacak, onların aydınlık geleceklerinde iz bırakacak projeler ve çalışmalar yürütüyor.
Çocuklardan birine, "Korkuyu nerede hissediyorsun?" diye sordu öğretmen. Çocuğun cevabı, "Ellerimin içinde, ayaklarımın altında" oldu. Çünkü depremi hissetti çocuk. Şimdi ise mutluluğu hissetmeye ihtiyacı var. Bu tabi ki kolay olmayacak, zaman alacak... Bugün o çocuk için önemli olan, okula gidebilmesi, kreşte olabilmesi, yaşıtlarıyla bir arada olabilmesi. Çünkü bu normalliğin tanımı... "Bir çocuğun bile okula ya da oyun alanına tekrar hevesle koşmasını, kaygıları ile başa çıkmasını sağlayabildiysek, bu bizim için büyük bir kazanç" diyor Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp.
6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen depremlerin daha ilk dakikalarından itibaren, çok sayıda şirketin bölgede seferber olduğunu gördük. Rönesans Holding de bu şirketlerden biri.
Rönesans'ın Malatya'da kurduğu ve depremden sadece 2 ay sonra kullanıma açılan Malatya Yaşam Kenti'nde bugün 5 bin 500 kişi yaşıyor.
Rönesans, acil ihtiyaçların tamamlanmasının hemen ardından çocuklar, gençler ve kadınlar için sürdürülebilir çözümler üretmek, onların iyi olmalarını sağlayacak projeler için UNICEF ile el ele vermiş. İpek Ilıcak Kayaalp, "UNICEF ile burada birlikte olmak bizim için gerçekten değerli ve önemli. UNICEF'in bu yaşam kentinde çocuklara ve gençlere umut olacak, onların aydınlık geleceklerinde iz bırakacak projeler ve çalışmalar yürüteceğine inancımız tam. Biz, bu geçici yaşam alanı sadece bir çatı değil, aynı zamanda yuva olsun istedik" diye ekliyor.
KADIN, ÇOCUK VE GENÇ DOSTU MERKEZLER
Sadece tasarımı değil, sosyal mimarisiyle de örnek olan bir yaşam kentini hayata geçirdiklerinin altını çizen Kayaalp, dünyanın zorlu ve farklı coğrafyalarında kullandıkları yetkinlikleri bu kez depremin yaralarını sarmak için seferber ettiklerini vurguluyor. 2 ay gibi kısa bir sürede Malatya Yaşam Kenti'ni sosyal alan tasarımları ile birlikte hayata geçirdiklerini belirten Kayaalp, yapılan titiz çalışmayla ilgili şu bilgileri aktarıyor: "Malatya Yaşam Kenti, sosyal mimarisiyle bölgeye örnek oldu ve diğer konteyner kent alanları da benzer sosyal alanları içerecek şekilde kuruldu. Yetkinliklerimizi bu alanı tasarlarken de kullandık. Çocukları ve kadınları odağımıza aldık; konteyner kentin kadın, çocuk ve genç dostu olması bizim için öncelikli oldu. Bu doğrultuda daha tasarım aşamasında, kadınların, çocukların, gençlerin burada gündelik yaşamlarını güvenle ve huzurla devam ettirebilmeleri için uygun ortamı sağlayacak sosyal mimariyi içermesine özen gösterdik. Konteyner kent planlarına bu ihtiyaçlara uygun sosyal donatı alanları ekledik. Güvende hissedecekleri, psiko-sosyal destek alabilecekleri ve iyi olma hallerine fayda sağlayacak alanlar sağlamayı amaçladık. Böylece sosyal tesis binalarından kütüphaneye, çalışma alanların- dan kreş ve çocuk oyun alanlarına kadar tüm detayları titizlikle düşünülmüş bir yaşam kentini ortaya koymayı başardık."
UNICEF İŞ BİRLİĞİ İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜM
Grup olarak ortaklıklara ve işbirliklerine inan bir kurum olduklarını ve bunun, sadece ticari işlerle sınırlı olmadığını kaydeden İpek Ilıcak Kayaalp, şunları söylüyor: "Filantropi ve toplumsal çalışmalarımızda da başarının ancak doğru ve güçlü iş birlikleriyle elde edilebileceği düşüncesini ön planda tutuyoruz. Bu noktada, UNICEF'i desteklemek de bizim için bölgede sürdürülebilir çözüm yaratmanın önemli bir unsuru oldu. UNICEF, Rönesans Holding'in desteğiyle Malatya'da çocuklara ve gençlere yönelik psiko-sosyal destek hizmetleri ile erken öğrenme faaliyetlerinin yürütüldüğü 7 merkez kurdu. Sahadan aldığımız geri bildirimler bize gösteriyor ki, çalışmaların başladığı ilk günden itibaren çocuklar üzerinde olumlu etkisi görülüyor. Bu tabi ki uzun bir yolculuk ve doğru yöntemler ile etkileri ölçülecektir. Ancak bir çocuğun bile okula ya da oyun alanına tekrar hevesle koşmasını sağlıyor ya da kaygıları ile başa çıkması için bir ortam yaratıyor ve duyusal öğrenme sürecini destekleyebiliyorsak her gün bizim için büyük bir kazanç. Aynısı kadınlar için de geçerli. Kadınların da başvurabilecekleri, destek alabilecekleri bir merkez olmasını çok önemsiyoruz."
"Bir çocuğun bile okula ya da oyun alanına tekrar hevesle koşmasını sağlıyor ve duyusal öğrenme sürecini destekleyebiliyorsak her gün bizim için büyük bir kazanç." - İPEK ILICAK KAYAALP
''Bölgedeki çocukları kesinlikle unutmamalıyız.'' - UNICEF TÜRKİYE TEMSİLCİSİ PAOLO MARCHI
UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi ise, "Bu iş birliği, depremlerden etkilenen çocukların ve ailelerin acil ihtiyaçlarının karşılanmasında özel sektörün rolünü vurgulamak açısından büyük önem taşıyor" diyor. Depremlerin pek çok çocuğun ve gencin hayatını derinden etkilediğini, değiştirdiğini, onlarda fiziksel ve psikolojik olmak üzere travmatik izler bıraktığını hatırlatan Marchi'nin yorumları şöyle:
"Rönesans Holding'in desteği bize, bu izleri taşıyan çocuklara ve gençlere yönelik psiko-sosyal hizmetleri güvenli alanlarda yaygınlaştırabilme olanağı sağlıyor. Bu tür iş birlikleri dayanışma ve ortak hareket etme bilincini pekiştirip, güçlendiriyor. Rönesans Holding ile birlikte depremden etkilenen çocukların ve ailelerinin hayatlarını iyileştirmede kalıcı etkiler yaratmayı hedefliyoruz. Rönesans Holding ile birlikte, depremin ilk gününden itibaren sahadaydık. Çocuklar ve ergenler için güvenli alanlar oluşturmak için çalıştık. Çocukların eğitim alabilecekleri, eğlenebilecekleri alanlar oluşturmayı hedefledik. Depremin etkisini en derinden yaşayanlar, gençler ve genç kadınlar... Özellikle onları odağımıza alıyoruz. Burada sosyalleşebilecekleri, hayata katılabilecekleri alanlar kurmak oldukça önemliydi. Depremden sonra özellikle gençler negatif olarak etkilendi: çünkü çocuklara ve daha büyük yaş grubunun başa çıkma mekanizmalarına daha çok destek olundu. Ama genç grup kendini biraz geri planda hissetti. Biz gençlerle olan çalışmalarımızda özellikle onların geri bildirimleri doğrultusunda başa çıkma mekanizmalarını güçlendirmek, özgüven, öz yeterlilik odaklı etkinlikler planladık. Çalışmalar, bugünden yarına bitmeyecek. Daha başındayız. Çok uzun bir yolumuz var. O yüzden bu yardımların sürekli olması çok önemli. Daha iki yıl, üç yıl bu desteğe ihtiyacımız var. Kesinlikle bu çocukları unutmamalıyız."
ÇOCUKLAR VE KADINLAR ÖNCELİKLİ
Malatya Yaşam Kenti'nde toplam bin 534 konteyner ve 17 farklı sosyal alan bulunuyor. Genel sağlık ve psiko-sosyal destek hizmetleri sunan merkezlerin yanı sıra, sosyal alanlar, kreş, çalışma alanları, çocuk oyun alanları, kütüphane ve çamaşırhane gibi ortak alanlar da yer alıyor. Bölgede ASAM ve Gençlik Spor Bakanlığı gibi yerel iş ortaklarıyla çalışan UNICEF, farklı yaş gruplarına yönelik, duyusal öğrenme becerileri, akıl ve zeka oyunları, çocuklarla empati gibi iyi olma halini destekleyen programlar uygularken, spor ve sanat alanında da çalışmalar sürdürüyor. Aynı alanda, anne/kadın terapi destek ve danışma alanları bulunuyor.
BÖLGEDEKİ 203 BİNAMIZ DA SAĞLAM
Depremden etkilenen 10 ilde, içinde AVM'ler, hastaneler ve büyük yapıların bulunduğu 203 Rönesans binasının tamamen sağlam olduğunu aktarıyor İpek Ilıcak Kayaalp: "Bu yapıların hiçbirinde herhangi bir sorun yaşanmadı. Deprem sonrasında, AVM doğal bir koordinasyon merkezi oldu. TODER oraya hemen konteynerini göndererek, barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşıladı. Malatya'da Erman Ilıcak Fen Lisesi var. Lise, hızlı hareket edebilmemiz için büyük artı oldu. Konteynerleri, tedarikçi yetkinliğimiz ve globalde hızlı operasyon geçmişimiz sayesinde hızlıca yönettik. Türkiye'deki en hızlı, en büyük tedarikçilerini kullandık."
Kaynak: Didem Eryar Ünlü / NB Ekonomi Hafta